İşte 2024’ yurtiçi piyasalarını bekleyen önemli detaylar…
1-) Dolar/TL kurundan 2024 yılında nasıl bir seyir bekliyorsunuz?
Türk Lirası’nda Ağustos’tan bu yana enflasyona eşgüdümlü olarak (bir miktar altında) devam eden bir değer kaybı eğilimi izleniyor. Mevcut süreç, Türkiye’de 1980 ve 1990’larda uygulanan «yönetilen dalgalı kur» rejimine benzetilebilir. Mevcut trendin bir süre daha sürdürülebileceğini (ya da sürdürülmek isteneceğini) düşünüyoruz. Bu durumda, ekonomi yönetiminin de hedeflediği üzere, TL’deki reel değerlenme sürecektir. Ancak bu reel değerlenme ihracatçılardan gelen rekabetçi kur şikayetleri ile birleştiğinde, bir noktada TL’de yeni bir düzeltme ihtiyacına neden olabilir. $/TL projeksiyonlarımızı şekillendirirken, yılın ilk döneminde mevcut trendin sürdüğü, sonrasında yıl içinde %10-15 arası bir yükselişin yaşandığı, ancak yılın son döneminde sermaye girişlerinin yardımıyla TL’de reel değerlenmenin devam ettiği bir çerçeveyi baz alıyoruz. Buna göre, $/TL tahminimiz 2024 sonu için 40,00, 2024 ortalaması için ise 35,60 olarak ortaya çıkıyor. Kurala-dayalı ekonomi politikalarının sürdürülmesi, TL mevduat faizlerinin yüksek tutulması ve iç talebin yavaşlatılması kurun öngördüğümüz patikada kalması için önemli faktörler.
2-) GRAM ALTIN İÇİN YIL SONU TAHMİNİNİZ NEDİR?
Küresel ölçekte yaklaşık son 2 yıldır süregelen parasal sıkılaştırmanın ardından, 2024 için güçlenen faiz indirim beklentileri altın fiyatlarına destek veriyor. Küresel büyümenin zayıf seyretmesi ve faiz indirimleriyle birlikte altının Ons fiyatı 2.200 $’ın üzerine yerleşebilir. Bunu $/TL’de sene sonu için 40 öngörümüzle birleştirince, gram altının da yılı 3.000 TL’ye yakın seviyelerde tamamlayabileceğini söyleyebiliriz.
3-) 2024 yılında borsa yatırımcılarını neler bekliyor, bu yılın cazip sektörleri nelerdir?
Ekim-Aralık arasında sert gerileyen Borsa İstanbul’un ocak ayındaki tepkisi beklentimiz dahilinde olsa da, hisse senetlerinin yılın ilk yarısında ikinci yarıya göre daha zayıf performans gösterebileceğini düşünüyoruz. Bunun nedenlerini, iç talepte yavaşlamaya bağlı olarak şirket karlılıklarının baskı altında kalması, yerel seçim belirsizliği ve enflasyon muhasebesinin geçiş döneminin karların nasıl şekilleneceğine dair yarattığı belirsizlik olarak sıralayabiliriz. Yılın ikinci yarısı ise, faiz indirim sürecinin önden satın alınmasına bağlı olarak daha olumlu geçebilir. Bu açıdan, enflasyonun öngörüldüğü şekilde düşüşe geçebilmesi de önemli olacak. Bu kapsamda, iç talepteki ve yavaş küresel büyüme nedeniyle de ihracattaki yavaşlamadan görece daha az etkilenecek, talep esnekliği düşük ve defansif sektörleri öne çıkarıyoruz. Yıl genelinde karlılıkta olumlu anlamla ayrışmasını beklediğimiz sektörleri alfabetik olarak, demir çelik, elektrik üretimi, gıda, gıda perakende, giyim perakende, sağlık, savunma sanayii, taahhüt ve telekomünikasyon olarak sıralayabiliriz.
4-) Uygulanan para politikalarının enflasyon için olumlu etkisi olur mu, yıl sonu enflasyon beklentiniz nedir?
TL’de yıl içinde bir değer kaybı potansiyeli olsa da, geçen yıl olduğu kadar bir düzeltme ihtiyacı da bulunmuyor. Bunun dışında geçen yıl olduğu gibi çok yüksek oranlı vergi artışları da olmayacaktır. Dolayısıyla, enflasyonun yılın ikinci yarısında baz etkilerinin yardımıyla düşüşe geçmesi zaten beklenen bir durum. Düşüş sürecinin hızlanması ve daha önemlisi düşüşün 2024 yılının ötesine taşınabilmesi için iç talebin sert bir şekilde yavaşlatılması ve enflasyonda atalet yaratan talebi öne çekme eğiliminin kırılması gerekiyor. Bunun için de, uzunca bir süre politika faiz indirimden kaçınmanın yanı sıra, tasarruf eğilimini desteklemek adına mevduat faizlerinin politika faizinin üzerinde seviyelerde tutulmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. TCMB’nin para politikasında gerekli sıkılığı koruyacağı varsayımıyla, TÜFE enflasyonunu sene sonunda %42 civarında öngörüyoruz. Ancak, ücret artışlarının ardından özellikle hizmet sektörlerinde gördüğümüz %20-30 mertebelerindeki yüksek oranlı zamlar (ve bunların sonrasında enflasyon beklentilerinde yaratabileceği bozulma) şimdiden yukarı yönlü riskler doğurmuş durumda.
5-) 2024 YILINDA TCMB’DEN NASIL BİR PARA POLİTİKASI BEKLİYORSUNUZ SIKI PARA POLİTİKASINDAKİ SORU İŞARETLERİNİN YEREL SEÇİMLERLE İLGİSİ OLABİLİR Mİ?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, TCMB’nin para politikasında gereken sıkılığı koruyacağını öngörüyoruz (varsayıyoruz). Bu çerçevede, TCMB’nin en azından son çeyreğe kadar politika faizini mevcut seviyede tutması gerektiğini düşünüyoruz. Hizmet enflasyonundaki katılığın sürmesi ve bunun enflasyon beklentilerini bozması durumunda, faiz indirimlerinin ötelenmesi, hatta ek faiz artışlarına gidilmesi de gerekebilir. Yerel seçim sonuçlarının doğrudan para politikası duruşunu etkilemeyeceği görüşündeyiz. Ancak, yılın ilerleyen aylarında enflasyonda düşünülen düşüşün görülmemesi ve/veya büyümede sert yavaşlamayla işsizlik oranında hızlı yükselişler görülmesi programın arkasındaki siyasi desteğin zayıflamasına pek tabi yol açabilir.
6-) YEREL SEÇİMLER TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN RİSK FAKTÖRÜ MÜDÜR?
Seçimler her zaman politika değişikliklerine yol açsa da, yerel seçimlerin ekonomi politikaları üzerinde geçen seneki genel seçim öncesinde olduğu kadar etkili olmasını beklemiyoruz. Buna karşın, yerel seçimlerin öncesinde iç talepte sert bir yavaşlamanın tercih edilmediğini de gözlemliyoruz. Bu da, enflasyonu kontrol altına almak adına yerel seçimlerin ardından daha sert bir yavaşlamayı gerekli kılabilir.